22.11.2012 istanbul, türkiye |
dünya
dışı varlıkların ilk ziyaretleri bu. aslı toprak, dönüşümü beton dünyanın
zeminine ilk ayak basış... ne ve kim ile olduğu belirsiz bir iletişim çabası.
gözleri, ağızları, kulakları yok, sadece ayakları var. hemen yerkürenin
merkezinden yayılan ışık karşılıyor onları.
dünyanın
kumunu, çimentosunu, suyunu alıp karıştırıp üretilen betonla yine dünyanın dış
kabuğunu kaplamak hangi akıllının fikriydi ha? yağmur yağınca yayılan toprak
kokusunu yok etmek bununla da yetinmeyip çocukları bu betonların üzerine salmak
kimin akıl tutulmasının sonucuydu?
şimdi
geldiler gökyüzünden. insan olmadıklarını anladığı anda kucağını açıverdi
dünya. bizden ölesiye sıkılmıştı zira. kaçacak delik arıyordu insanoğlunu
görünce. onlar gelince yabancı şefkatiyle, kalkanlarını indiriverdi işte.
merkezindeki
ışığı doğruca onlara yöneltti. hiçbir duyu organı olmayan yabancılar toprağın
ışığına ayakbastılar.
dünyanın
insan dışı varlıklara sarılıp bizden kurtulma çabasıdır bu. içindekileri
heyecanla anlatmıştır onlara. yapılan işkenceleri, özensizliği, umarsızlığı şikâyet
etmiştir. kurtarılmak için yalvarmıştır. bırakın yüzlerini ayaklarından
başka hiçbir yerleri görünmeyen bu varlıklara sarılmıştır sımsıkı. bizim zorla
yerin dibine gömdüğümüz ışığının ufak bir yansımasıdır bu çaba. merhametsizliğimizin
ispatıdır.
kişi ayırt etmeksizin ışığını sunar mavi gezegen yabancılara.
insan ancak elindekileri yitirince harekete geçer ya da ebedi uyku işte.