19 Aralık 2011

gitmek

02.11.2011 istanbul, türkiye
-bavullar hazır Lindie. gidebiliriz artık.
-Linfred! bu mu senin bavulları hazırlaman?
-ne bekliyordun ki benden?
-valizleri pencereye özenle yerleştirmeni beklemiyordum.
-hazırla demiştin oysa ki?
-gitmek için hazırla demiştim, kalmak için değil.
-bilmiyordum.
-Linfred, bir şey soracağım sana. beni iyi dinle. aç kulaklarını. her sözümü iyice anla. hazır mısın?
-evet dinliyorum.
-bir insan sana bavulları hazırlamanı söylediğinde içine bazı eşyalar koymanı söylemek ister aslında değil mi?
-evet.
-çünkü içine koyulan eşyalar bir yere götürülmek için bir çantaya ihtiyaç duymaktadırlar.
-evet.
-bunun için de bavullar vardır.
-haliyle.
-bu bavulların bir yere götürülmesi gerekmektedir değil mi?
-evet.
-peki sorabilir miyim sana, bir yere götürülmek üzere içine birkaç kıyafet konulması adet olan ve kapının önünde durması gereken bir iki bavul yerine, niçin içi boş -ki bunu hiçbir kıyafetinin çekmecelerden ve dolaplardan çıkarılmamış olduğunu net olarak görebildiğim için söylüyorum zira sen bir parça giysi için bile tüm dolabı al aşağı edecek kadar düzensiz, özensiz, kararsız ve beceriksiz birisin, ve bazıları bizim olmayan -ki bu sol alttaki yeşil bavulun Carlen'ın olduğunu bilmemden ötürü bize ait olmayan bavulların Carlen'a ve diğer komşulara ait olduğunu anlamak zor değil, bu valizler pencereye tıkılmış halde durmaktalar? bir de nedir bu düzen kuzum?
-...
-üstelik ne demektir "gidebiliriz artık." bu evden sadece sen ayrılıyorsun Linfred. ben burada kalıyorum. çocuklarım, anılarım ve mutsuzluğumla. sen gidiyorsun! sen defolup gidiyorsun buradan.
-...
-şimdi çok merak ediyorum işte. sen! beni anlayabildin mi?
-sağ altta üst üste duran dört tahta bavulu ve onların hemen solunda duranı bodrumdan çıkardım. çok tozlulardı; sildim, temizledim.
-sen, sen beni duymuyorsun.
-sol alttakini ikinci el eşya satan bir dükkandan aldım. fahiş fiyata hem de! Carlen'ın yeşil bavulunun hemen yanındaki siyahı ve hemen üstündeki iki yatay kahverengi bavulu kilerden buldum; evlenirken almıştık. hatırladın mı? ah! ne de eskiler. baksana ne kadar eski gülümsüyorlar!
-hatırladım.
-onların sağında duran ve onun üstündeki tahta bavul dedemin babasından hatıra. 1903'te almış, içine büyükannemin annesi eliyle işlemiş tarihi. babam anlatırdı hep onu. iğne iplikle tarih yazmak, garip olsa gerek.
-...
-üstten geçen siyah borunun altında görünen mavi renkli, bantlarla yapıştırılmış bavulu hatırlayamadım. evlendiğimizde vardı zaten. sen getirmiştin onu eve. hikayesini bilmiyorum; hiç sormamışım sana. sana dair bilmediğim şeyler olması ne garip. o mavinin altında bir siyah; onun da altında dikey duran bir haki var. o ikisi kızlarımız Magan ve Viheke'ye ait. sahi nerede onlar?
-Linfred...
-efendim?
-gitme.
-peki.


Melancholy Man by Moody Blues on Grooveshark

sıra

24.11.2011 istanbul, türkiye 
-sıraya geç.
-hepsi tamam.
-neye boyadın?
-siyah sepya.
-kaç taneler?
-saydım 26.
-emin misin?
-tahmin sadece.
...
-kelimeleri ver.
-kalmadı heybede.
...
-neden iki?
-meydan okuyoruz.
-sayı kesin mi?
-kim bilir.
...
-neye, neden?
-neden sıra?
-buradan başlayalım.
-mantıklı olanı.
-üçüncü net.
-öne çıkmış.
-biraz ukala.
...
-dua ettin.
-duymuş muydun?
-hangi tanrıya?
-seninkine değil.
-hiç inanmam?
-bana, tanrıya?
-sana elbette.
-üçüncü imanlı.
-sense terbiyesiz?
-nedendir ki?
-inanç onun.
-sadece takdir.
-sana kalmaz.
-özür dilerim.
-arkalar imansız.
-bak yine.
-kategoriler iyidir.
-sundum küfürlerimi.
-kafirin çeşmesi!
-hakaretinden içerim.
-zıkkım iç.
...
-eksik saymışsın.
-tahmin dedim.
-gölgeler karışmış.
-sen karışma.
-ben karmakarışığım.
-karmanın sonucu.
-kararmasın da.
-başka istemez.
-eh tamamla.
...
-içtin mi?
-kanım sepya.
-gölge derin.
-siyah saçlarım.
-çerçeveli gözlüklerin.
-tatlı raflarım.
-yanlış saymışsın.
-aklımı aldın.
...
-karşı durmuş.
-kesen duvar.
-şaşırmadın sen?
-e karşı.
-ama durmuş.
-durmamış, kavuşmuş.
-keserek kavuşmuş.
-hay yaşa.
...
-nerede tanrın?
-ah neden?
-güzel mi?
-seninkinden güzel.
-aşkın, tanrın?
-ikisi de.
-zehirlendin mi?
-o kadar içmedim.
-sepya iyidir.
-kan sepyadır.
-aksa damardan.
-sepya aşkına.
-aşkına aşık.
...


-kelimeleri ver.
-kalmadı heybede.
...
-gel içelim.
-zıkkım içelim.

8 Aralık 2011

uykucu

25.11.2011 istanbul, türkiye
I Know What You Are by Oi Va Voi on Grooveshark


… sonra kapattı gözlerini gerçekliğe. sanıyordu ki uyuduğunda hiç kimse onu göremeyecekti; kimse onun varlığından haberdar olamayacaktı. kendi var oluşunu reddetmekti bu. insan benliğini reddedince herkes onu unuttu sanır. sanılarına güvenmekle hata etmez kişi çoğu zaman zira bu, hayatta kalabilmek için kaçılacak son mağaradır.

sen kendini kendinden silince, başkalarının hafızalarından da mı siliniyorsun sandın, ha? uyuduğunda ya da dersini verir gibi sahtekarlığın, sadece gözlerini kapatıp uyuyormuş gibi yaptığında, aklına gelivermez bir türlü devekuşu hikayesi, ah! ünlemlerini saklamadın sen hiç kimseden, neden? soru işaretlerinle mi anlattın rüyalarını, sahte rüyalarını, inanmadığımız rüyalarını, aslında görmediğin rüyalarını, gözlerini kapatıp hayal ettiklerini? senin rüyaların hayallerinle karışmış olmasın kız?

seninle konuşmak işlevsiz, uyuyorsun sen. ben biliyorum senin ne olduğunu. ben mi? senin rüyamda gördüm diye anlattığın hayallerinim.

ışığını, karanlığını, kapattığı gözlerini, kanatlarını, şarkısını, gölgelerini, böceğini aldı ve saklandı işte. inanmak üzereyim uyuduğuna kız! ikna oldum aslı olmayan rüyalarına. beni sorma sen artık, yaşa işte, inandım ben sana.