2 Şubat 2012

aşk hasankeyf

23.08.2008 hasankeyf, batman, türkiye
A Csitári Hegyek Alatt by Oi Va Voi on Grooveshark


a: biraz gitse artık olmaz mı?
b: olmaz, burada kalmak zorunda. akmaya devam etmeli. hiçbir el durdurmamalı. ben gözyaşlarımla besledim  onu. biraz kuruyacak gibi olursa yine ağlarım yine akar.
a: on bin yıl çok uzun bir süre. belki omuzlarına ağır yükler binmiştir. göz kapakları kapanmak üzeredir. boynu bükülmüş, saçları ağarmıştır. buradan bakınca anlaşılmaz belki ama eskimiştir paltosu. delinmiştir ayakkabısının tabanı.
b: yeni ayakkabılar alırım ben ona. artuklular kadar severim, savaşırım uğruna. eserlerine bakarım, "aah!" derim, ne de güzelsin derim. korumaz mıyım ben onu hiç! neler yaparım...
a: çok geç kaldın bunlar için. belki de bilmiyordun sonunun böyle olacağını. bu umutsuz aşkı sen soktun koynuna. şimdi koynunun sıcaklığına dayanamayıp eriyen bir mum gibi. gör işte sen ne kadar çok seversen o kadar hızlı yok olur.
b: bu mudur aşk? çok seversen yok mu edersin?
a: aşk yok etmektir.
b: aşk beslemektir.
a: aşk, aşık olduğunu hapsetmektir; güneşten sakınmaktır, vücut ısınla eritmektir demiri.
b: inkarlarımı salıyorum üzerine. boyun eğmiyorum. kabullenmiyor; isyan ediyorum.
a: bırak artık dinlensin biraz. su tutsun, suyun içinde kalsın. kurumuş toprakları ıslansın. balık olsun, yüzsün.
b: nasıl tutacağım elini ben? nasıl sarılacağım ona?
a: bencillik bu, aptallık. tarif edilemez bir hırs.
b: aşk bu.
a: ta kendisi! sadece kendin için istemek. sadece senin olsun istemek. sudan sakınıyorsun onu.
b: moğol istilasından sakındım ben onu, bir avuç suya bırakacak değilim.
a: tüm derdin bir fotoğraf karesinin bozulması değil mi?
b: bakma öyle suçluymuşum gibi. her suç işleyişimde yüzüme vuruyorsun. çok anlıyor, çok biliyorsun beni. okuyorsun adeta benliğimi. yüklesen hırslarım sereserpe uzanıveriyor senin yanında. ortalık yerde çıplak bir kadın oluyorum sen böyle olunca. salonda tek bir ışık kaynağının altında tüm hatlarım sergilenmiş gibi. herkes kırışıklarıma bakıyormuş gibi.
a: sen benim en büyük sanat eserimsin.
b: acıtıveriyorsun sonra beni. gitmesin ne olur? yalvarmamı mı istiyorsun ha? daha ne söylememi istiyorsun?
a: otur, sakin ol.
b: peki.
a: ben de seviyorum onu. değer veriyorum ona. gözlerim onu arıyor her nehirde. her şehri ona benzetiyorum. onunla kıyaslıyorum tüm olağanüstüleri. hiçbiri onun gibi değil. kimse parmağını uzatamıyor, işte bu yönde ondan daha güzeli diye ama baksana ona; yorulmuş, yaşlanmış. bembeyaz saçları. yüzündeki çizgilere baksana. kıvrımlarına baksana, birer kırışıklık artık.
b: sus ne olur.
a: ölümsüz müdür aşk?
b: öyledir ya.
a: aşkın en büyük katili aşkın taraflarıdır. sevdikçe azalır aşk. bir taraf yok oluncaya dek sürer sevmek. sen onu öyle sevdin ki on bin yıl sürdü onu öldürmen. kana bulanmış ellerini toprağa sürünce geçer mi sandın? avuçlarında gözyaşlarınla onu yaşatabilir misin sandın?
b: ben mi katletmiş olacağım onu şimdi?
a: sevdiğin ölçüde katilsin.
b: peki ya o destanlar, o akıl almaz tutkular, ya onlar? aslı ile kerem, ferhat ile şirin, leyla ile mecnun, romeo ile juliet?
a: ah! romeo, o zehir... kerem! aslı'nın suyuyla ateşi körüklenen yiğit. ferhat ile şirin uzanmışlar yan yana akan suyun sesini dinlemekteler, ölü halleriyle... ya mecnun, aşkını ruhuna almış, leylasını tanımamakta bedeni. ölümle birleşirler. aşkını öldürmeyen, sevmiş sayılmaz.
b: ...
a: ağlama. senin akıttığın her gözyaşı suyun altında kalan her bir taş için mutluluk kaynağıdır. bu aşk da diğerleri gibi ancak öldükten sonra değerlenecektir. böyledir zira doğanın kanunu. aşkın değeri ölümle ölçülür. 

Hiç yorum yok: